5 Eylül 2014 Cuma

“Sanata davet var”

“Sanata davet var”


Bir şehrin en büyük eksikliği sanattan uzaklaşmasıdır. Tiyatrolarıyla, sergileriyle, konserleriyle, operasıyla ve daha nice sanat dallarıyla bir şehri süslemek gerek . Şehri sanatla donatmak insanlara ruh aşılamanın ön koşuludur bence.
Sanatın insana huzur verdiği muhakkak ki insanlarında huzur bulması o denli ihtiyaçtır. Dolasıyla insanlarımızı birer birer sanata yönlendirmeliyiz. Kendine yaşamsal güveni olmayan bir neslin yetiştiği bir ortamda biraz gereksiz gibi görülebilir aksettiklerim ama sanat ve estetik algısı insani bir ihtiyaçtır.
Devlet eliyle desteklenmeyen sanat dallarını millet olarak yaygınlaştırmak ve sanata değer veren insanlarımızın elini taşın altına koyma vaktinin geldiğini düşünüyorum. Sanatçı olup inzivaya çekilmektense gerçek bir sanatçı olup toplumla iç içe olmayı tercih etmeliyiz.



 Bundan birkaç yıl önce Ondokuzmayıs Üniversitesi Grafik öğrencileri olarak İstanbul ve Samsun’da açtığımız “Engellileri Anlamak” konulu afiş sergisinin İstanbul kısmında sergiyi gezenlerin %80 i turistlerdi. Samsunda turist fazla olmadığından açılış günü hariç diğer günleri sadece bir elin parmakları kadar insanlar ziyaret etmişti.
Ne acı bir durumdur ki hiç mi hiç umursamaz hale geldiğimiz konu sanat. Sadece paranın gündeme alındığı bir sosyokültürel ortamda her şeyin para ile gerçekleşeceğini düşünmek her şeyin para olduğunu düşünmek bir yandan gelecek kaygısı olmakla birlikte bir yandan da ne kadar duygusuzlaştırıldığımızı gözler önüne seriyor bence..
Sadece para ile çözülmez toplum sorunları. “Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır. “ Diyor,  H.FRIEDRICH. Keselerin de şiştiği yok ya neyse ...

Şiddete meylin oldukça arttığı bir şehirde, her gün kadına şiddetin konuşulduğu bir ortamda yaşamak istemiyorsak sizleri sanata davet ediyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder